The Shawshank Redemption (1994)


Stephen King’in Rita Hayworth and Shawshank Redemption adlı romanından sinemaya uyarlanan 1994′te 7 dalda Oscar’a aday gösterilmiş olmasına rağmen hiçbirini kazanamayan ama benim gözümde son elli yılda çevrilmiş olan filmler arasında Oscar’ı en çok hak eden filmdir.

Filmin konusu genellikle roman ile paralel gitse de zaman zaman sinemanın doğası gereği kitaba tamamen bağlı kalmamıştır. Filmin konusuna gelirsek; Başarılı bir bankacı (muhasebeci) olan Andy Dufresne (Tim Robbins) eşini öldürmek suçundan yargılanmış fakat masumiyetini bir türlü kanıtlayamayınca belkide bir daha dönemeyeceği yaşantısına elveda demiştir. Artık onun için yeni yaşantı yeni bir hayat olan hapishane hayatı başlamıştır. İlk başlarda bu yaşantıya ayak uydurmakta zorluk çeken Dufresne burda yaşlı kurt Ellis Redding (Morgan Freeman) tanışır. Onun sayesin hapishane kurallarını öğrenmeye ve bu yaşantıya adapte olmaya çalışır, tabi bu arada Ellis da Dufresne’nin deneyimlerinden istifade eder. Dufresne zaman ilerledikçe hapishaneyi daha yaşanabilir bir yer haline getirmek için çok çabalar ve bunda da başarılı olur. Fakat hapishaneye yeni gelen genç bir mahkumdan elde ettiği bilgiler onu heyecanlandırır belkide özgürlüğünün anahtarı bu gençin elindedir. Fakat hapishane içindeki çıkar çatışmaları nedeniyle bu şansını da yitiren Dufresne artık buraya ait olmadığına karar verir ve özgürlüğüne kavuşmak için oldukça uzun ve riskli planını uygulamaya başlar. Bu planı uygularken meydana gelen gelişmeleri, filmin sonundaki güzel kurguyu ve bu yaşanılan esaretin bedelini burada anlatmanın anlamı yok, seyredin kesinlikle pişman olmazsınız.

Film ülkemiz televizyonlarında bence çok güzel bir isimlendirme olan “Esaretin Bedeli” ismi ile bir çok kez gösterilmiştir. Filme yapılan Türkçe dublajın oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim, hatta filmi orjinal dilinden seyrederken birazda garipsedim denilebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder