Bilişimle Kelebek Etkisi

Mutlaka duymuşsunuzdur kelebek etkisini , kelebek etkisi; Pekindeki bir kelebeğin kanat çırpması ile oluşturduğu o gözle görülmez dalgaların başka bir ülkede fırtınaya dönüşebilmesidir. Aslında Kelebek etkisi bir araya gelip aynı anda tek bir yürek olup kanatlarını çırparak Tüm dünyayı saran bir rüzgar akımı oluşturmaktır.

İşte hikayemizin ana çıkış noktası burası: Büyük bir ilin küçük ama şirin bir kasabasında nelerin başarılabileceğini anlatmak istiyorum sizlere. Öğretmenim, Hemde eğitim sevdalısı, çocukları için kendini her defasında feda etmeye çalışan, diğer öğretmen arkadaşlarım gibi sevgi dolu bir öğretmen. İlk görev yerim dik yamaçların, sislerle kaplı olduğu bir köy okulu idi. Masum gözler, ürkek yüreklerle dolu saflığın, çaresiz bakışların olduğu bir köy okulu. İşte ilk o zaman yırtmak istedim perdelerimi ve ilk o zaman haykırmak istedim her şeyimi. Yardım almak istiyordum çünkü yardıma ihtiyacım vardı. İnsan çaresiz kalıp materyal bulmayınca üretmek istiyor. Ve o öğretmenliğimin ilk yılarında durmak yerine koşmayı, Oturmak yerine harekete geçmeyi planladım.

Köy okulumun kapanması, merkezi bir okulda, ilk defa uygulamasının yapılacağı bir eğitim öğretim sistemine başlayacak olmak beni çok heyecanlandırmıştı. İlk o zaman karar verdim eğitim yazılımı üretmeye. Aslında uzun zamandır aklımdaydı ama bu yeni sistemde üretmek, hele de hiç bir şey yokken üretme fikri tam bana göreydi. Küçük odamda bilgisayarımdan başka hiç bir elektronik alet yoktu, küçük bir televizyon bile. O sene birinci sınıf okutacaktım ve bende öğrencilerim için Türkiye'de bir ilk olan ses temelli cümle öğretimi metodu ile okuma yazma öğretimi yapacaktım. Okulların açılacağı ilk hafta neler üretilebilir diye düşünürken geldi aklıma "Çizgi filmlerle okuma yazma öğretimi" projem, bir haftalık beyin fırtınası ile şekillenmeye başlamıştı beynimde. Adım adım çiziyordum planlarını kafamda ve her planlamada daha çok heyecanlanıyordum. Uzun yıllardır kendi çabalrımla çözdüğüm ama profesyonel olduğumu olabileceğimi hiç düşünmediğim Flash Macromedia programımı açıp ilk çizimlere başlamıştım bile. Amacım o minik ve herşeyden bi haber öğrencilerime en iyi eğitimi sunabilmekti. Kare kare işledim bir nakış edasıyla çizgi filmlerimi, hem kurguladım hemde seslendir. Her harfe bir çizgi film hazırlayarak öyle girdim derslere . Sadece çizgi film hazırlamak yetmezdi desteklemeliydi bu çizgi filmleri hazırlayacağım çalışma kağıtları ve bunun için hazırlıklara başlamıştım. Sonun her şey yolundaydı ve ilk kez uygulanan bu okuma yazma öğretimi sisteminde bir ilki hem uygulamış, hemde yüzde yüz başarıya ulaşmıştım. Çocuklarım her harfi çizgi filmlerle öğreniyor, hazırladığım çalışma kağıtları ile pekiştiriyordu.Onlar sadece oyun oynadıkalrını sanarlarken aslında okuma yazam öğreniyorlardı. Bense gecelerden arta kalan az ve yorucu zamanlarda uyumaya çalışıyor, uykumu alamasamda her sabah çocuklarıma koşuyordum, onları geleceğe güvenle hazırlamak için. Çocuklarım çalışma sayesinde belirtilen süreden çok önce okur yazar olmuşlar, hayatı sorgulamaya başlamışlardı. Artık televizyonu araç değil amaç olarak görüyor, seyredecekleri her şeyden öğrenilebilecek bir şeyler olabileceğini biliyorlardı.

Aynı yıl İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz İyi Örnekler adı altın bir proje yarışması düzenlemişti. Bu açılım için ilk fırsat olacaktı benim için. Forumu ilk okuduğumda çok sevinmiştim, ayaklarım yere basmıyordu bile. Çünkü; çalışmamı anlatabileceğim bir yer vardı. Hemen katılıp projemi sundum. Sonuç beklediğim gibi olmuştu. Artık birinciliğe sahip bir projem vardı. Evet birinci olduğum için seviniyordum ama aklım hep diğer öğretmen arkadaşlarıma ulaşmakta idi . Asıl başarı bu çalışmayı bir köyün ücra köşesinde yalnızlığa terkedilmiş kardan yolları kapandığı için materyal alamayan öğretmenime ulaşmaktı ve bu birincilik açılım için bir fırsat olacaktı. Ama ne yazık ki bu açılımı Proje yarışmasının ödül töreninde yapamadık. Tanıtmak için fırsat bulmamdık çalışmamızı. Anadolu ajansı okulumuza gelip bizi onurlandırdı ama 2 saatlik çekimlere rağmen çalışmamız sadece TRT televizyonumuzun ana haber bülteninde 4 saniye gösterildi. Bu umut oldu bizim için belkide böylece ulaşılacaktı bize ve bizde paylaşacaktık. Olmadı bir türlü, tıkanıp kaldık hep bir yerlerde.

Daha sonra çalışmayı paylaşma adına neler yapabileceğim geldi aklıma yalnızdım ve paylaşmak istediğim bir çalışmam vardı. İlk aklıma gelen yine teknolojiyi kullanmak oldu. Kelebek etkisi fikri zaten buradan doğdu. Tıpkı kelebekler gibi bende kanatlarımı çırpacak yanımdaki kelebeklerin kanat çırpmasını sağlayacaktım. Böylece tüm Ülkemdeki kelebeklerime kanat çırptıracak, Türkiye'deki eğitimde bir rüzgar oluşturacaktım. Önce bir site tasarımı yaptım sonra kaynaklarımı hazırladım www.sinanuzun.com sitesi üzerinden yayın hayatına başladım. Tasarımı, kodlaması host ve domain ücreti ne varsa hepsini ben karşılıyor, ben hazırlıyordum. Yavaş yavaş benimle kanat çırpmaya başlayan dostlar edindim. Ve şimdi ulaşabildiğim kadar uçmaya başladım amacım Ülkemdeki 1. sınıf okutan, okutacak öğretmen velilerine ulaşmak ve onların kanat çırpışlarıyla bir rüzgar oluşturmak.

Sitemin yaklaşık 18 000 üyesi var. Sayılar, başarılar umurumda değil. Benim derdim bana bu topraklarda yaşama fırsatı veren, aldığım maaş sayesinde geçinebildiğim Ülkeme ve atalarıma karşı borcumu ödeme sorumluluğudur. Şu anda siteme giren tüm öğretmen ve velilerim bu projeyi tek bir kuruş ödemeden indirebilmektedirler. Sitemde ödemeler öğrenciler tarafından yapılmaktadır.Borç ise bu güzel öğrencilerimin gülücükleri ile ödenmektedir.

Öğretmenim çünkü; öğretmenliği ve çocukları çok seviyorum. Üretmek ve paylaşmak istiyorum çünkü; Üretmenin ve paylaşmanın en büyük mutluluk olduğunu düşünüyorum.

Tüm güzel çiçeklerin bahçıvanı olduğunuz bahçede açması dileğiyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder