Firefox'a müthiş bir eklenti!

Firefox'a Chrome tarzı bir eklenti.

Önce "Chrome'dan almışlar!" diyeceksiniz; sonra bu Firefox eklentisinin gerçek gücünü göreceksiniz!

İnternet tarayıcıların gelişimi durmuyor. Özellikle de Internet Explorer'ı geçmek isteyen ve geriden gelen Chrome tehdidiyle karşılaşan Firefox birbiri ardına yenilikler getiriyor. Geliştiriciler de yeni eklentilerle destek olmayı sürdürüyor.

Bu yeniliklerden bazıları da direkt Google Chrome'dan esinlenen özellikler. Gezdiğiniz siteleri ve sık kullandıklarınızı görsel olarak sunan, günlük alışkanlıklarda yer imlerinden daha iyi bir seçenek sunan Chrome özelliği, Firefox'a da geldi. Tabii ki bir eklenti olarak!

WebReview isimli Firefox eklentisi, Firefox tarayıcı geçmişini alıyor ve sörfü daha hızlı, daha eğlenceli hale getirmeyi amaçlayan değişiklikler yapıyor. WebReview sadece Chrome'daki gibi bir anasayfa düzeni getirmeyi mümkün kılmakla kalmıyor, İlk başta sadece kozmetik bir taklit zannedilse de, aslında daha fazlasını sunuyor. Özellikle de alt araçlarından birisi tarayıcıların genel sorunlarından birisini çözüyor...

4 farklı seçenek

Anasayfa olarak ayarlanabileceği gibi araçlar menüsünden de ortaya çıkartılabilen WebReview özelleştirilebiliyor. İsterseniz araç çubuğuna da ekleyebiliyorsunuz.

WebReview çalışmak için Firefox geçmişindeki meta-data'yı kullanıyor ve 4 farklı istatistik oluşturarak bütün sörf alışkanlıklarınızı görebilmenizi sağlıyor. Yazılım çalıştığında otomatik olarak oluşturulan bu veriler daha sonra manuel olarak tekrar oluşturulabiliyor.

WebReview MyStart altında yer alan seçenekler:

* Recently Closed: Yakında kapatılanlar
* Most Visited: En çok ziyaret edilenler
* Visited Daily: Günlük gezilenler
* Proposals for Today: Bugün için tavsiyeler

WebReview Chronicle

Görsel verilerin ötesinde bu teknolojinin zeki kısmı Proposals for Today yani günün tavsiyeleri bölümünde yer alıyor.

Haftanın belirli günlerinde gezdiğiniz belirli siteleri, kullanım alışkanlıklarınızı analiz ediyor. Pazartesi sabahı spor sayfalarını geziyorsanız size onu öneriyor.

Bu 4 farklı liste haricinde sunulan 2 yararlı araç var. Bunlardan ilki olan WebReviewChronicle bir endeksleme ve filtreleme aracı. Bir dizi filtre, önceden ziyaret ettiğiniz sitelere hızla ulaşmanızı sağlıyor.

Adresler alan adı-host ve alt alan adı olarak gruplanıyor. Böylece sitenin alt bölümlerinden birine de hızla ulaşabiliyorsunuz.

WebReview Graph

WebReview Graph ise internet tarayıcıların geri ve ileri özelliklerindeki temel bir problemi çözüyor.

Geri tuşuyla bir önceki internet sayfasına döndüğünüzde, farklı bir bağlantıya tıklarsanız, artık o arada kalan siteye bu tuşlar ile geçemiyorsunuz. Arada kaybolup gidiyor.

Ama WebReview Graph ile gezdiğiniz bütün sayfaları sırasıyla görebiliyorsunuz. Üstelik görsel olarak bu siteler birbirine bağlantılı gösteriliyor. Böylece tarayıcı geçmişindeki kalabalık yığın içerisinden aramak zorunda da kalmıyorsunuz.

Elbette bütün bu araçlardan yararlanmak için Firefox'tan çıkarken tarayıcı geçmişini silmemeniz gerekiyor. Yoksa yararlanacak bir veri kalmıyor. Zaten Firefox da en hızlı sörf tecrübesini dolu bir tarayıcı geçmişiyle sunuyor.

Download: WebReview

Nokia'dan ölüm vuruşu!

Nokia'nın sert ölüm vuruşu, başta iPhone olmak üzere tüm Apple markalarını tek hamlede bitirebilir!

Dünya'nın en büyük cep telefonu üreticilerinden Nokia, Apple'a karşı yeni bir patent davası açtı.

Apple ile Nokia arasındaki patent davaları gittikçe kızışıyor ve her iki firma da elini sakınmıyor. Nokia'nın Uluslararası Ticaret Komisyonu'na yaptığı en son şikayet, Apple'ın neredeyse mevcut bütün cep telefonlarında, müzik çalarlarında ve bilgisayarlarında, Nokia patentlerini çiğnediğini iddia ediyor.

Apple tarafından kullanıcı arayüzünde, kamerada, antende ve güç yönetiminde kullanılan teknolojilerden 7 tanesinin Nokia teknolojisi olduğu iddia ediliyor.

Dava ne zaman belli olacak?

Bir Nokia sözcüsü, şirketin ITC'den bu davayı kabul edip etmemesi konusunda 30 gün içerisinde bir karar beklediklerini açıkladı.

Bu dava devam eder ve Apple ürünleriyle ilgili bir karar alınırsa bile bu 2011 başlarına kadar etkisini göstermeyecek. Apple henüz dava ile ilgili bir açıklamada bulunmadı.

Apple'ın iPhone modeli, klasik cep telefonu kavramının değişiminde büyük rol oynadı. Nokia hala cep telefonu konusunda Apple'dan daha büyük olmasına karşın, iPhone akıllı cep telefonları piyasasında Nokia'nın ağır bir yara almasına sebep oldu.

Apple için çok ağır sonuçlar

iPod ve iMac gibi kült markaların da bu patent iddialarında yer alması, Apple için çok ağır sonuçlar doğurabilir.

İki marka arasındaki patent ihlal davaları yılın başından bu yana gittikçe şiddetlenerek sürüyor. Nokia'nın daha önceki iddiaları yepyeni bir boyut kazanıyor.

Nokia, Ekim ayında Apple'ı 10 patent ihlaliyle suçlamıştı. Apple ise Aralık ayında karşılık vererek Nokia'ya 13 patent yüzünden dava açmış ve rekabeti önleyen uygulamalarla suçlamıştı. Nokia yaptığı açıklamada karşı davaların, kendi davalarını etkilemediğini belirtmişti.

Bu dava haberi, Nokia hisselerinin yükselmesine, Apple hisselerinin ise düşmesine yol açtı.


Daha fazlası için www.chip.com.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz.h

Apple'den yeni yıla yeni ürün

Apple firması yeni yılla birlikte, dünya pazarına yeni bir ürün sunmaya hazırlanıyor.

İngiliz Guardian gazetesinin teknoloji sayfasındaki habere göre, Apple 2010 yılında "iSlate" adlı, klavyesi olmayan, televizyon izlemeye, internette dolaşmaya, online gazete, dergi ve kitap okumaya yarayan, "tablet bilgisayar" çıkarmaya hazırlanıyor.

Apple firmasının ürünü "iPhone"dan boyutu biraz daha büyük olacak ürünün tanıtımının 26 Ocak 2010'da San Francisco'da yapılması bekleniyor.

Guardian, Apple firmasının her yıl Ocak ayını yeni ürünlerini tanıtmak ve piyasaya sunmak için kullandığına dikkati çekerek, Ocak 2008'de firmanın MacBook Air bilgisayarını, Ocak 2007'de ise iPhone'un ilk versiyonunu tanıttığını anımsattı.

Gazete, yeni "iSlate"in nasıl gözükeceğine dair dedikodulara da yer verdiği sayfalarında, ürünün iki versiyonu olacağını, birinin 10 inç (25 cm) ekranı, küçük versiyonunun ise 7 inç (17 cm) ekranı bulunacağını kaydetti. Apple'ın bu yeni ürünle birlikte böylece, kağıt baskı yerine "elektronik kitap" cihazlarına gösterilen yoğun ilgiden de faydalanacağı yorumuna yer verildi.

AA

Gerekçeli karar kapatılan DTP'ye ulaştı

Anayasa Mahkemesi'nin Demokratik Toplum Partisinin (DTP) kapatılmasına ilişkin gerekçeli kararı, partinin eski genel merkezine ulaştı.,

Resmi plakalı bir araçla Anayasa Mahkemesi'nden gelen bir yetkili, tebliğ zarfı içerisindeki kapatmaya ilişkin gerekçeli kararı, kapatıldıktan sonra Barış ve Demokrasi Partisi tarafından kullanılan DTP'nin eski genel merkezine getirdi.

Anayasa Mahkemesi yetkilisi tebliğ zarfını, kapatılan DTP'nin yetkililerine teslim ederek buradan ayrıldı.

Bilimde Son 10 yılın En Büyük 10 Atılımı



Mars’ta su bulunmasından yüzyılın deneyi olarak adlandırılan Büyük Hadron Çarpıştırıcısına, Eris cüce gezegeninin ortaya çıkartılmasından klonlamaya, bilim adamlarının son 10 yıldaki en büyük 10 atılımı şöyle sıralanıyor:

BÜYÜK HADRON ÇARPIŞTIRICISI

Yüzyılın en büyük deneyi olarak kabul edilen 10 milyar dolarlık araştırmada, Büyük Hadron Çarpıştırıcısıyla, 14 milyar yıl önce evrenin doğumuna yol açtığına inanılan Büyük Patlama ortamının yaratılması amaçlanıyor.

İsviçre’nin Cenevre kentindeki yeraltı tünelinde yapılan deneyde geçen yıl ilk kez çalıştırılan atom çarpıştırıcısı, bir ton helyumun tünele sızmasına yol açan elektrik bağlantısı arızası yüzünden kapatıldı. Bu yılın sonlarında yapılan ve gelecek yıl yapılacak asıl çarpıştırma operasyonunun provası olarak görülen "Atlas" adlı deneyde ise 1,18 trilyon elektrot volt gücünde, karşı yönlerde yol alan iki parçacık ışınının çarpışmayı doğurduğu açıklandı.

Çarpıştırıcının katedral büyüklüğündeki dev odasında bulunan belli başlı dört detektörden biri, ilk yüksek enerjili proton çarpışmasını dünya rekoru olarak kaydetti. Çarpıştırıcının enerjisi aşama aşama artırılmaya devam edecek.

Deney sırasında tünel boyunca ayrı yönlerde iki proton huzmesi veriliyor. Işın demetleri ayrı istikametlerde, ışık hızına yakın bir süratle halka şeklindeki tünelde yol alıyor. Proton ışınlarının birbiriyle büyük bir enerjiyle çarpışmasının ardından bilim adamları, kozmosun doğasını kavramaya yarayacak yeni parçacıklar görmeyi umuyor.

CÜCE GEZEGEN ERİS

Tanımı konusunda gökbilimcileri ikiye ayıran ve en sonunda "cüce gezegen" sınıfında yer almasına karar verilen Eris, 2005 yılında keşfedildi.

Dünyaya 15 milyar kilometre uzaklıktaki Eris, keşfinden sonraki ilk yılında güneş sisteminin 10. gezegeni olarak anılırken, Uluslararası Astronomi Birliğinin gezegen tanımını yayımlamasının ardından "cüce gezegen" sınıfına sokuldu.

Buzullarla kaplı gezegenin yeni statüsü, kendisinden daha küçük olan Plüton’un da "cüce gezegen" kabul edilmesine yol açtı ve güneş sistemindeki gezegen sayısı Astronomi Birliğinin kararıyla 8’e düşürüldü.

Keşfedilen gezegene, tanımı üzerindeki tartışmalar nedeniyle, mitolojide kavga ve nifak tanrıçası olarak bilinen Eris’in adı uygun görüldü.

Plüton’dan yaklaşık 115 kilometre daha geniş olan Eris, güneş sistemindeki en uzak gezegen olarak biliniyor. Eris’in güneşten uzaklığı 14,5 milyon kilometreyi buluyor. 2005 yılında yapılan gözlemlerde Eris’in bir de uydusu bulunduğu keşfedildi ve bu uyduya Dysnomia adı verildi.

Eris’in yörüngesi, Güneş sistemindeki diğer gezegenlerin yörüngesel düzlemine 45 derece eğik konumda bulunuyor. Bu eğim yüzünden 2005 yılına kadar gözlerden uzak kaldığı düşünülen Eris, Güneş’in çevresindeki turunu 560 yılda tamamlıyor.

GÜNEŞ SİSTEMİNİN DIŞINDAKİ GEZEGENLER

Evrende yalnız olmadığımızı ispatlamaya yönelik araştırmaların odak noktasında bulunan güneş sisteminin dışındaki gezegenlere ilişkin keşiflerin tarihi, 1990’lı yılların başlarına dayanıyor. Bu yıllarda, güneş sisteminin dışında keşfedilen gezegen sayısı tek haneli sayılarla gösterilirken, 2000 yılında 20 kadar gezegen daha bulundu ve bu sayı son 10 yılda yüzlerce olarak anılmaya başladı.

Dünyaya trilyonlarca kilometre uzaklıkta bulunan bazı gezegenlerin teleskoplarla fotoğrafları çekilebildi. Keşfedilen 400’den fazla gezegenin büyük bölümünün, Jüpiter ve Satürn gibi devasa gaz gezegeni olduğu açıklanırken gökbilimciler çalışmalarını, yaşam izine rastlayabileceklerini düşündükleri Dünya benzeri gezegenler üzerinde yoğunlaştırdı.

KÖK HÜCREDE BÜYÜK DEVRİM

Japon bilim adamı Şinya Yamanaka, Kasım 2007’de, insan embriyosu kullanmadan kök hücre üretilebileceğini kanıtlayarak bilim dünyasının kanını donduracak bir atılıma imza attı.

Yamanaka, Kyoto Üniversitesi laboratuvarında, insan embriyosu kullanmadan kök hücre üretilebileceğini, farelerden alınan deri hücreleri üzerinde genetik oynama yaparak gösterdi. Araştırmayla elde edilen kök hücrenin insan embriyosu kullanılmadan üretilmesi, kök hücre çalışmalarına izin vermeyen çevreleri rahatsız etmeyecek olması dolayısıyla da büyük önem taşıyor.

Kısaca iPS olarak adlandırılan, yeni geliştirilmiş kök hücre tipi, yetişkin deri hücrelerine dört gen yerleştirerek ortaya çıkardı. Vücuttaki 220 hücre tipinden herhangi birinin sayısız kopyasını oluşturma yeteneğine sahip embriyonik kök hücreler gibi davranmaya başlayan iPS hücreleri, hastanın kendi yetişkin hücrelerinden türetildiği için bağışıklık sistemi tarafından reddedilme riski taşımıyor. iPS hücreleri, embriyolardan türetilmediğinden büyük bir ahlaki ve dini soruna yol açmıyor.

7 MİLYON YILLIK KAFATASI

Afrika’nın Çad çöllerinde 2001 yılında bulunan ve 6-7 milyon yıllık olduğu tahmin edilen kafatası, insanoğlunun atasına dair tartışmaların merkezi haline geldi.

Toumai adı verilen kafatasını bulan Michel Brunet liderliğindeki Poitiers Üniversitesi ekibi, kafatasının bir insansıya, insanların atasına ait olduğunu duyurdu.

Bilim dünyasında bu görüşe karşı çıkanlar da oldu. Bir kısım bilim adamı, kafatasını, maymunlarla insan arasındaki kayıp halka olarak kabul ederken, bir diğer kısım bunun bir gorile ait olduğu tezini savundu.

Soyağacında halen belirsiz bir yere sahip olan Toumai’nin karakteristik özelliklerinde hem insan, hem de maymunla bağlantılar kuruldu, ancak halen nihai bir sonuca varılamadı. Bazı bilim adamları, bulunan kafatasından yola çıkarak, insansıların 7 milyon yıl iki ayak üzerinde yürüdüğü iddiasını da ortaya attı.

KLONLAMA

Klonlama çağı, 1997 yılında ilk memelinin, Dolly adı verilen bir koyunun klonlanmasıyla başladı.

Dolly’i 2000 yılında bir maymun takip etti ve dünyanın farklı yerlerinde birçok araştırmacı, bu iki örneğin ardından at, inek ve kedi gibi birçok hayvan türünü klonlamayı başardı.

2001 yılında Güney Asya öküzü, 2009 yılında ise bir deve ile bir bizon klonlandı.

MARS’TA SU BULUNMASI

Kızıl Gezegen Mars’ta su bulunduğu iddiası doğrulandı. NASA, uzay aracı Phoenix’in, suyun varlığını kanıtlamakla kalmadığını, suya temas ettiğini açıkladı.

Mayıs ayından bu yana Mars’ın yüzeyini, mekanik kolunu kürek yerine kullanarak inceleyen robotun, gezegenin daha önce tahlil edilmemiş bölgesinde suyla karşılaştığı belirtildi.

MİCRORNA

İlk kez 1993 yılında keşfedilen, ancak adını 2001 yılında alan microRNA’lar, sağlık ile hastalık arasında önemli bir rolü bulunan genetik şifre parçacıklarından oluşuyor.

Genin nasıl çalıştığını kontrol eden hücrelerin düzenli çalışması için ihtiyaç duyulan dengenin sağlanmasına yardımcı olan bu parçacıklar işlevini kaybettiğinde hastalıklar ortaya çıkıyor.

MicroRNA’ların bu nedenle yeni ilaçların keşfinde çok büyük önemi bulunduğuna inanılıyor.

GENOM HAYVANAT BAHÇESİ

Uluslararası bir çalışma olan Genom Hayvanat Bahçesi projesiyle, bir organizmanın DNA’sında kayıtlı genetik bilgilerin tamamına ulaşılmasında maliyetin düşürülmesi amaçlanıyor.

635 milyon avroya ve 10 yıllık bir çalışmaya mal olan proje, hücrelerin nasıl çalıştığının ortaya çıkarılmasına ve hastalıkların sayısız metotla araştırılmasına katkıda bulunuyor.

Bilim adamları, Genom 10K adı verilen Genom Hayvanat Bahçesini yaratarak, 10 bin omurgalı türün kayıtlı genetik bilgilerinin tamamına ulaşmayı amaçlıyor.

Kaynak:Veteknoloji.com

Cep telefonu dinleme cihazı

cep telefonlarının havadan yaydığı sinyalleri gerekli donanım ile yakalatıp şifresini kırıp dinlemeye yarayan cihazlara gsm scanner-receiver adı verilir.

cep telefonuna benzer cihazlarla o an çevrede bulunan kişilerin cep telefonu görüşmelerine kulak misafiri olmak mümkün. Cihaz havadaki GSM frekanslı sinyalleri tarayıp buluyor ve saptadığı görüşmelere kilitleniyor.







bu cihazların kullanılabilmesi için konuşma yapılan cep telefonunun bir kaç km yakınlarında olmaktan başka hiç bir şey gerekmemekte.dinleme yapılcak olan telefona herhangibir program yüklenmesi gibi bir ihtiyaçta olmamaktadır.cihazla ortamdaki gsm frekansları saptanıp dinleme gerçekleştirilir.

dezavantajı cihazın pahalı olmasıdır.

bu konuda çalışıp kendisi bu cihazı ucuza üretmeye çalışan çeşitli guruplarda bulunmaktadır bi tane çalışmaya şurdan ulaşabilirsiniz

http://wiki.thc.org/gsm

bu sitede cihaZın üretimi için gerekli aşamalar devreler ve proje bilgileri verilmektedir.

korunma yöntemi ise özel şifreli konuşma yapılabilen telefonlar kullanmaktan geçiyor..


"Avatar", "Titanik"in ensesinde...

Son yılların en çok ilgi çeken filmlerinden biri olan “Avatar” rekora koşuyor. James Cameron'ın yönettiği Amerikan sinema tarihinin en yüksek bütçeli filmi, bugüne kadar en yüksek hasılata ulaşan ve yine bir James Cameron filmi olan “Titanik”e yaklaşıyor…

http://cdn1.cnnturk.com/handlers/file.ashx?FileID=289723&Width=292&Height=0&BlackWhite=False

Gişelerde fırtına gibi esen Amerikan sinemasının en pahalı filmi “Avatar”, “Titanik”in hasılat rekoruna yaklaşıyor. Noel günlerinde hafta sonunda Amerikan sinema tarihinde hafta sonu en çok izlenen film olan “Avatar”ın Kuzey Amerika ülkelerinde yaptığı gişe 300 milyon dolara dayandı.

ABD ve Kanada'da 213 milyon 300 bin dolar hasılat elde eden üç boyutlu bilim kurgu filmi “Avatar”ın dünya genelinde elde ettiği gişenin ise yaklaşık 468 milyon dolara ulaştığı tahmin ediliyor.

Gösterime girdiği 10 günden beri son yılların en çok konuşulan filmi olan “Avatar” böylece hasılat rekortmeni “Titanik” filminin gişesine giderek daha çok yaklaşıyor. “Avatar”ın 600 milyon 800 bin dolar hasılatı ile hala başı çeken “Titanik”in rekorunu kırıp kıramayacağı henüz kesin değil.

Rekabet kızışacak

Diğer yandan ''Twentieth Century Fox'' yapımı olan ''Avatar'' ile yüksek hasılat elde ederek sinema tarihine bir başka rekorla geçmeyi planlayan yönetmen James Cameron'ın önünde ise bu hafta sonundan itibaren ciddi rakipler var.

Guy Ritchie'nin yönettiği ve 25 Aralık'ta gösterime giren ''Sherlock Holmes'' isimli yapımın gişe rekortmeni filmi zorlaması bekleniyor.

''Alvin ve Sincaplar-2'' adlı animasyon yapımın yeni yıl tatilinde gösterime girmesi nedeniyle, özellikle küçük seyircinin bu filme yönleneceği ön görülüyor. Ancak ''Avatar'' filminin yapımcı şirketi 20th Century Fox'un yetkililerinin, ''Alvin ve Sincaplar'' adlı animasyonun ne ABD çapında, ne de uluslararası gişe bazında birbirini engel olmayacağı görüşünde olduğu belirtildi.

cnnturk

Chrome OS ne isteyecek?

Google'ın işletim sistemi Chrome OS nasıl bir PC istiyor? İşte nete sızan sistem gereksinimleri...

http://i.milliyet.com.tr/HaberAnaResmi/2009/12/29/fft17_mf470499.Jpeg

İngiliz ekonomi dergisi IBTimes'ın iddialarına göre Google, Chome OS yüklü netbookları sadece kendi web sitesi üzerinden satmakla kalmayacak, aynı zamanda donanım konusunda da bazı kozlarını oynayacak: Bulut bilgi işlem tabanlı netbookların kalbini bir ARM işlemci ve Nvdia Tegra işlemci oluşturacak. Bu ikili sayesinde HD içerikler oynatılabilecek. Buna ek olarak 2 GB RAM ve 64 GB SSD kullanılacak. Özellikle SSD hamlesi bekleniliyordu; zira Google, Chrome OS'un geleneksel sabit diskleri değil, sadece SSD'leri destekleyeceğini açıklamıştı.

Bir netbook için önemli olan unsurlardan biri de bağlanabilirlik. IBTimes'a göre Chrome OS WLAN b/g/n standartlarını destekleyecek, Bluetooth yongası ve 3G modem de sunacak. Seçime bağlı olarak ek bir GPS modülü de temin edilebilecek. Dört veya altı hücreli batarya modelleri sırasıyla sekiz veya on iki saat pil süresi sunacak.

Google netbookun son mahareti ekranı olacak: 10,1 inç, 1280 x 720 pikseli çözebilen çoklu dokunmatik ekran devreye giriyor. Tüm bu paketin 300 Doların altında fiyatlandırılacağı ve 2010'un sonunda temin edilebileceği söyleniyor.

Daha fazlası için www.chip.com.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Asgari ücrete 31 TL zam geldi

Asgari ücret 2010'un ilk 6 ayında net 577.01 TL, ikinci 6 ayında 597.5 TL olacak

http://i.takvim.com.tr/2009/12/30/200x150/747626325000.jpg

Asgari Ücret Tespit Komisyonu dün yaptığı toplantıda yeni yılda uygulanacak ücretleri belirlendi. Yeni ücret yılın ilk 6 ayında 31 TL daha yüksek olacak. Buna göre Asgari ücret 1 Ocak 2010'dan itibaren 16 yaşından büyükler için brüt 729, net 577.01 TL olarak uygulanacak. Agari ücret 16 yaşını doldurmamış işçiler için ise brüt 621, net 499.62 TL olarak belirlendi. Yılın ikinci 6 ayında ise 16 yaşından büyükler için asgari ücret brüt 760, net 597.5 TL olacak. 16 yaşını doldurmayanlar da ikinci 6 ayda net 518.97 TL maaş alacak. Asgari ücretin işverene maliyeti de yükseldi. 2010'nun ilk 6 ayı için 16 yaşından büyük işçilerin işverene maliyeti 885.73 TL'ye çıktı. 16 yaşından küçük işçilerin maliyeti ise 793.94 TL'yi bulacak. .

takvim

İsrail'in nükleer sırlarını ifşa eden Vanunu yine gözaltında

İsrail'in Negev Çölü'ndeki nükleer silah programını dünyaya ifşa eden Mordehay Vanunu'nun önceki gün polis tarafından tutuklandığı belirtildi.

http://medya.zaman.com.tr/2009/12/30/vanunu.jpg

18 yıl hapiste kaldıktan sonra 2004'te şartlı olarak serbest bırakılan Vanunu'nun mahkeme kararına muhalif olarak yabancılarla görüştüğü için gözaltına alındığı açıklandı. İsrail nükleer programında alt düzey bir teknisyen olarak çalışırken, çektiği fotoğrafları 1986'da İngiliz Sunday Times of London'da yayınlatan Vanunu, daha sonra İsrailli ajanlar tarafından Roma'dan kaçırılarak İsrail'e getirilmişti. Çok sayıda uluslararası rapora rağmen İsrail halen nükleer silahlara sahip olduğunu ne kabul ediyor ne de reddediyor. Ancak İsrail'in dünyanın en büyük altıncı nükleer gücü olduğu belirtiliyor. Mahkeme öncesi Vanunu, "Özgürlük istiyorum. 25 yıllık esaret yeter artık. Bu benim hükümetim değil. Mossad ve Şin Bet dışındaki dünyayı görmek istiyorum." diye konuştu. Vanunu, daha önce de Cumhurbaşkanı Şimon Perez'in nükleer programın arkasındaki isim olduğunu belirtmişti. KAHİRE ZAMAN ZAMAN

Lieberman'ın Türkiye çıkışı, İsrail'i karıştırdı

"Ben bakanken Türkiye, İsrail-Suriye arasında arabulucu olamaz." diyen ve bu konuda koalisyonun İşçi Partili bakanlarını suçlayan İsrail'in şahin Dışişleri Bakanı Lieberman'a hükümetinden sert tepki geldi. İşçi partisi, Lieberman'ın İsrail'in çıkarlarına zarar verdiğini açıklarken, Haaretz gazetesi ise Başbakan Netanyahu'ya bakanı görevden al çağrısı yaptı: "Koltuğu soytarı tahtına çevirdi."

http://medya.zaman.com.tr/2009/12/30/liberman.jpg

Sağcı İsrail hükümetinin 'şahin' Dışişleri Bakanı Avigdor Lieber-man'ın "Ben bakanken Türkiye, İsrail-Suriye arasında arabulucu olamaz." şeklindeki sözleri İsrail kabinesinde küçük çaplı bir krize sebep oldu. Türkiye'nin yanı sıra Lieberman'ın hedef aldığı hükümet ortağı İşçi Partisi, Dışişleri Bakanı'nın "İsrail çıkarlarına büyük bir zarar verdiğini" duyurdu. Ülkenin önde gelen gazetelerinden Haaretz ise başyazısında Başbakan Binyamin Netanyahu'ya Lieberman'ı görevden alması çağrısında bulundu.

Kudüs'te İsrail büyükelçileriyle bir araya geldiği toplantıda Lieberman, Tür-kiye ile ilişkileri yumuşatmaya çalışan İşçi Partili Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanı Binyamin Ben-Eliezer ile İşçi Partisi Başkanı ve Savunma Bakanı Ehud Barak'ı hedef alarak, "Kabinede yer alan bazı marjinal bakanlar Türkiye'nin arabuluculuğuna yer olduğunu söylüyorlar. Onlar kendi bakanlıklarının işiyle uğraşsınlar." diye konuşmuştu.

"MÜBAREK'İN CANI CEHENNEME" DEMİŞTİ

Mısır'da Devlet Başkanı Hüsnü Mü-barek'le gerçekleştirdiği görüşmeler öncesi patlak veren krizin büyümemesi için Netanyahu'nun bizzat Ben-Eliezer'i arayarak Lieberman'a cevap vermemesini istediği belirtiliyor. Netanyahu da daha önce Türkiye'yi hedef alarak, "tarafsız bir arabuluculuk vasfını yitirdiğini" öne sürmüş ve bu işi Fransa'nın yapmasını istemişti. Ancak Suriye bu işi Türkiye ile sürdürmekte kararlı olduğunu duyurmuştu. Netanyahu'nun Mısır gezisine Lieberman'ın yerine Ben-Eliezer eşlik ediyor. Daha önce Mısır'ı da hedef alan konuşmalar yapan Lieberman, Mübarek için "canı cehenneme" ifadesini kullanmıştı.

Lieberman'a cevap ise İşçi Partili diğer bakanlardan geldi. Sağlık Bakanı Isaac Herzog, parlamentodaki açıklamasında, "Fuad (Ben-Eliezer) Türkiye'de büyük işler yapmışken ve Barak ile birlikte Ankara'ya gidecekken, Lieberman tek kelimeyle yersiz konuşmuştur." dedi.

Lieberman'ı ciddiye almamaları çağrısında bulunan Azınlık Bakanı Avishay Braverman da Dışişleri Bakanı'nın açıklamalarının İsrail'e büyük bir zarar verdiğini belirtti. İşçi Partili milletvekillerinden Daniel Ben Simon ise "Bu adam külliyen zarar." ifadelerini kullandı. İsrail'in Türkiye Büyükelçisi Gabby Levy'nin de Lieberman'ın açıklamalarına itiraz ettiği belirtiliyor.

DIŞİŞLERİ KOLTUĞUNU SOYTARIYA ÇEVİRDİ

İsrail'in liberal eğilimli gazetesi Haaretz ise Netanyahu'nun, 'en büyük baş ağrısı' Lieberman'ı görevden alarak hatasını düzeltebileceği çağrısında bulundu. Gazete, başyazısında şu ifadeleri kullandı: "Lieberman, İsrail'i tüm dünyanın bize karşı olduğu ve konuşacak kimseyi bulamadığımız o eski günlere geri götürmeye çalışıyor. Ülkenin imajını düzeltmesi gerekirken kabadayıca davranışlar sergiliyor. Daha önce Perez, Şamir, Dayan'ların oturduğu koltuğu soytarının tahtına çevirdi."

Gazete, cumhurbaşkanı ve savunma bakanının Türkiye ile ilişkileri düzeltmek için uğraştığı bir dönemde Lieberman'ın Suriye'ye açılmaya başlayan bu önemli İslam ülkesine küstahça saldırarak kapıları kapattığının da altını çizdi. Gazete, İsrail'in bu tür aşırı ve sorumsuz bir bakanın dünya vitrinine sunulmasına artık müsaade edilmemesi gerektiğini de vurguladı. ZAMAN

GSM’in güvenlik şifreleri kırıldı

Cep telefonu görüşmelerinin dinlenmesini engelleyen ve sır gibi saklanan şifreleme sistemi, hackerlar tarafından kırıldı.

http://media1.ntvmsnbc.com/j/NTVMSNBC/Components/ArtAndPhoto-Fronts/Sections-StoryLevel/Teknoloji/Mobil%20Ya%C5%9Fam/2009/12/091229-GSMkodlari.widec.jpg
İSTANBUL - Alman hackerlar grubu, GSM hatlarında konuşmaların başkalarınca dinlenmesini engelleyen son derece gizli şifreleme sistemini çözmeyi başardı. Sistemin kodlarını kamuoyuna da açan grup, GSM Association’ın şimşeklerini üstüne çekti.

Bilgisayar uzmanı Karsten Nohl liderliğindeki ekip, GSM şebekelerinin dinlemeye karşı iddia edildiği kadar güvenli olmadığını gösterme iddiasıyla beş ay önce çalışmaya başladı ve Nohl’un önceden verdiği tarihte tüm güvenlik kodlarını kırarak torrent dosyası halinde internette yayımladı.

Nohl, daha önce beyaz yakalı hackerların katıldığı bir konferansta GSM şifreleme sistemini beş ayda çözeceğini duyurmuştu.

ntvmsnbc.com

Adi iSlate mi olacak?

Apple firmasının islate.com alan adını satın aldığını farkeden takipçiler, 2010'da çıkacak internet tabletinin adının bu olacağı kanısında.

http://media.ntvmsnbc.com/j/NTVMSNBC/Components/ArtAndPhoto-Fronts/Sections-StoryLevel/Teknoloji/Mobil%20Ya%C5%9Fam/2009/12/091229-islate.widec.jpg
Mac dedikoduları yayınlayan sitelerde yazılanlara göre, firmanın satın aldığı alan adları içinde yeni bir tablet bilgisayara en yakın duran isim olarak iSlate görülüyor. Apple, bu alan adını 2007’de üstüne almış.

Öte yandan, ’iPhone’dan biraz daha büyük’ olacağı tahmin edilen ürünün tanıtımının da 26 Ocak 2010'da San Francisco'da yapılması bekleniyor. Klavyesi olmayan cihaz, televizyon izlemek, internette dolaşmak, e- gazete, e-dergi ve e-kitap okumak için kullanılabilecek.

İngiliz The Guardian gazetesinin aktardığı dedikodulara göre ürünün iki versiyonu olacak. Büyüğünün 10 inç (25 cm) ekranı, küçük versiyonunun ise 7 inç (17 cm) ekranı bulunacak.

ntvmsnbc.com

Darbe planı varsa bu bir deprem olur

http://i.sabah.com.tr/2009/12/30/Haber/863226793750.jpg

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Seferberlik Bölge Başkanlığı'ndaki aramaları değerlendirirken, TSK'nin ilk kez şüpheli konuma düşürüldüğünü belirterek, "Bu araştırmadan bir şey çıkmazsa vahim bir durum olur. Bir şey çıkarsa o zaman da deprem olur" dedi. Baykal, CHP MYK'da öyle konuştu: "TSK ilk kez şüpheli konumuna düşürülmüştür. Sadece suç işlediği düşünülen şüpheli kişilerin irtibatta olduğu kişileri, onların irtibatlı olabileceği belgeleri aşan, bütünüyle bir kurumu hedef alan bir soruşturmayla karşı karşıyayız. Bu incelemeden ne çıkar, yargı ortaya koyacaktır. Bir şey çıkmazsa bu kadar şüphe ne oluyor? Bir şey çıkmazsa tabii çok vahim bir durum olur, bir şey çıkarsa o zaman da deprem olur. TSK'nın bir darbe hazırlığı içinde olduğu, birilerine suikast planladığı gibi belgeler çıkarsa o zaman da deprem olur." "Genelkurmay Başkanı daha önce darbeye bulaşmış hiç kimseyi barındırmadıklarını ifade etmişti" diyen Baykal şöyle devam etti: "Gerçek ortaya çıkmalı ve bir büyük kurum; TSK bu şüphelerden, bu şaibelerden kurtarılmalıdır. Eğer AKP hukuka saygılı olsaydı, hukuk kurallarını işletebilseydi Türkiye'de yaşadığımız bu karmaşayı yaşamazdık. Her şey bir kavga ortamında yürütülüyor."

sabah